Newell Harry
1972’de Avustralya, Sidney’de doğdu / Avustralya, Sidney’de yaşıyor
Adriano Pedrosa: İstanbul’da sergileyeceğiniz ve yapımı devam etmekte olan İsimsiz Hediyelik Paspas adlı serinizden bahseder misiniz?
Newell Harry: Güney Pasifik’teki Vanuatu’da hediyelik paspaslar, kabilelere özgü geleneksel bir değer birimi biçimidir; vaftiz, doğum günü, düğün ve cenaze gibi özel törenlerde alınıp verilir veya armağan edilirler. Para birimi, değer, takas kavramlarıyla ve değişik ekonomik modellerle ilgileniyorum. Paspasların estetik ve pratik özellikleri bulunuyor, ama ciddi bir değer birimidirler aynı zamanda. Paspaslarımı, genç bir topluluk lideri olan Ni-Vanuatu dostum Jack Sivui Martau’nun akrabası bir grup yaşlı teyzeye yaptırıyorum.
AP: Peki kullandığınız veya dokuduğunuz cümleler, onlar ne (ya da nasıl) anlam taşıyor?
NH: Pek çok kaynağı var, ama dilsel kaynakları genellikle, hiphop tarzı kafiyeler ve Fransızların Verlan’ı gibi argolarda kullanılan anagram sözcük oyunları ve seslerle birlikte “pidgin” (1) ve “creole”. Cümleleri asonanslarla, kafiyelerle, sözcük oyunlarıyla, aliterasyonla, eşseslilerle ve eğretilemelerle doldurmaya çalışıyorum. Konular yüklü; fikirlerini takipçilerine dayatan Peygamber Fred gibi kargo kültü liderlerinden “White Whine ( 3) (2) / Clean Skins ” ya da “Cape Malays / Cape Malaise” gibi alkole veya ırka ilişkin çift anlamlı ifadelere dek uzanan referanslar içeriyor. “Acrolekt/Afrolekt” (4) gibi kısmi bir anagram da var. 2004’ten beri Sidney ve Vanuatu arasında gidip gelerek yaşadım ve çalıştım. Vanuatu’ya ilk gidişimde, bir Melanezya “creole”u ve Vanuatu’nun geçerli dili olan Bislama’nın şiirsel zenginliği karşısında şaşkına dönmüştüm. Vanuatu, Fransızca ile İngilizcenin yanı sıra, 120’yi aşkın kabile lehçesiyle dünyanın dilsel açıdan en zengin yerlerinden biri. Örneğin Bislama dilinde “prezervatif”e “bebekleri durduran plastik” anlamında Plastik blong blokem pikinini denir. İngilizce (“plastik” ve “ait olma” anlamı taşıyan “belong” sözcüğüne benzer “blong”) ile Fransızca ve Portekizce (pikinini) kelimeleri içeren şiirsel bir dil montajıdır bu. (7) (6) (5)
AP: Güncel sanatta genellikle kuru ve cansız halde bulunan kavramsal dil oyunlarının zanaatle ilişkilendirilebilmesi ve Vanuatu’dan Sidney’e ve İstanbul’a ulaşması ilgi çekici. Tüm bunların siyasi bir boyutu var.
NH: Yapıt, küreselleşmeden doğan (iyi ve kötü yanlarıyla) kültürlerarası söylemin gerçek anlamıyla ve fiziksel olarak “iç içe örülü olma” halini gösteriyor. “Etnik” ürün olarak bu malzemeye ve bağlamsal referansa başvurulması, 1960 ve 1970’lerdeki (Joseph Kosuth ve Bruce Nauman’ın yapıtlarındaki gibi) buyurgan dilsel bağlantıları geride bırakmaya yönelik bir strateji oldu. Aynı zamanda kavramsalcılığın günümüzde standartlaşmış ve küreselleşmiş kanunlarını sarsmaya çalışıyor. Geleneksel üretime geri dönmek yapıtların oluşturulduğu bağlama dikkat çekerek bunu gerçekleştirmeye yönelik bir girişimdi. Paspaslarsipariş edildiğinde, minimalizme ve ona bağlı endüstriyel, el değmeden yapılan üretime alaycı bir gönderme söz konusudur. Adalarda olay tersine işler, her şey “elle uygulamalı”dır. İkincisi, Avrupa dilleri yerine “pidgin” ve “creole” gibi “ara dillerin” kullanılması, şifreli biçimlerle konuşmayı ve söz konusu dillerin (mesela Kosuth’un kullandığı gibi Latincenin) cafcafından uzaklaşmayı sağlar.
1. Pidgin: İki farklı dilin karışımı; sözcük dağarı çok sınırlıdır ve kurallı bir grameri yoktur. 2. Creole: İki dilin karıştırılmasından ortaya çıkan ve “pidgin” aşamasını geçip ilk dil haline gelen bir lehçe. 3. White wine: Beyaz şarap. White whine: Beyaz inilti. 4. Cleanskins: Bir beyaz şarap türü. Clean Skins: Duru ciltler. 5. Cape Malays: Güney Afrika’da bir etnik grup. Cape Malaise: Huzursuzluk Burnu. 6. Acrolekt: Standart konuşma dili. Afrolekt: Afrika konuşma dili. 7. Pikinini: Çocuk.