Ala Younis
1974’te Kuveyt, Kuveyt şehrinde doğdu / Kuwait Ürdün, Amman’da yaşıyor
Adriano Pedrosa (AP): Kurşun Askerler (2010–11) nasıl meydana geldi?
Ala Younis (AY): İki Dünya Savaşı arasındaki dönemde, Ortadoğu haritası bir değişim süreci geçirmekteyken, kurşun asker endüstrisi ciddi bir yükseliş gösterdi. Modern dönem öncesinde oyuncak askerlerle yalnızca soylu ailelerin çocukları oynardı ve gelecekteki saltanatlarına hazırlanmaları için kraliyet ailesi mensubu erkek çocuklarına gösterişli oyuncak asker takımları sunulurdu. Ortadoğu’nun bugünkü ordularının oyuncak asker takımları henüz hazırlanmamıştı. Kurşun Askerler günümüz Ortadoğu’sunda savaşlarla alakası olmuş veya karşı karşıya kalmış dokuz orduyu betimliyor. 2010 yılında etkin olan birlik sayısıyla orantılı şekilde üretilen orduların tümü aynı kalıpla hazırlandı ve Mısır, Lübnan, Irak, İran, İsrail, Ürdün, Filistin, Suriye ve Türkiye’nin askeri üniformalarına uygun şekilde elde boyandı. Sergilenen yapıt 1:200 ölçeğinde 12.235 askerden oluşuyor. Proje, siyasi ve ekonomik gündemler vasıtasıyla bireylerin araçsallaştırılmasının sonuçlarına yönelik çok aşamalı bir incelemenin parçasıdır. Araştırma ve bireysel hikayeleri dinleme yoluyla yaptığım inceleme, bu askerlerin ve çoğu durumda dönemsel askerlerin militarizmi uyguladığı veya ifade ettiği alternatif mekanları soruşturmayı sürdürmektedir. Birçoğumuzun gayri resmi, silahsız, eğitimsiz, yılmış ve çekirdekten yetişme savaşçılar olduğumuzu fark ettiğimde başladı bu proje.
AP: Arap dünyasındaki mevcut ayaklanmalarla birlikte yapıt bugün güçlü bir etkiye sahip.
AY: Devrim ve ayaklanmalara pek de yabancı sayılmayan Arap dünyası için tarihi bir dönem söz konusu şu an. Onlarca yıl boyu ayakta kalmayı başarmış sistemlerin kendilerine dayattığı boyun eğme halini reddeden, silah yerine barışa sarılmış muazzam bir insan kalabalığı Arap şehirlerinde sokaklara dökülmekte. Siyasi partilere inancını yitirmiş ve kahraman liderlerden uzak genç insanlar dün ve bugünün korkularını baskıcı yetkililerin suratına çarpıyor. İnsanlar yine de kurumlara güvenmeyi öğrenmiş ve dolayısıyla gözlerini ordulara çevirdiler. Ordular şimdiye dek devrimleri ya müdahale etmeksizin destekledi ya da onları durdurmak için şiddetle savaştılar. Ateşli devrimcilerden oluşan gayri resmi silahsız gruplar ise canilere ve kargaşaya karşı savunma birlikleri oluşturdu. Yeni güven ve hoşgörü biçimleri ortaya çıktı; öğrenme ve işbirliği yapma isteğine tanık olduk. Onurlu hislere ve canlı bir birlik duygusuna dönmek mümkün. Tüm risklere değer. Arap dünyasındaki durum tüm kararların yeniden hesaplanmasını gerektiriyor. Öncelikler, açık uçlar, olanaklar, hızlı ve anlamlı tepkiler ve uyum gösterme yeteneği yeniden değerlendirilmeli.