Tamás Kaszás & Anikó Loránt
1976’da Macaristan, Dunaújváros’ta doğdu; 1977’de Macaristan, Székesfehérvár’da doğdu / Macaristan, Budapeşte’de ve Dunaújváros’da yaşıyor; Macaristan, Horány’de yaşıyor
Adriano Pedrosa (AP): İstanbul için hazırladığınız yeni yapıtta pek çok farklı konuyu bir arada işliyorsunuz. “Sembol rehabilitasyonu”ndan biraz bahsedebilir misiniz?
Tamás Kaszás (Anikó Loránt ile birlikte) (TK/AL): Çocukluğumuzu sözde sosyalist Doğu Avrupa’da geçirdik, bir çocuk için güzel zamanlardı, en azından dışarıdan bakıldığında. Sistemin ince dekoratif unsurları açık mesajlar iletiyordu. Bu “ilerici tasarım”la oluşturulan semboller hoşuma gidiyordu. İyimserlikleri hem bizi mutlu ediyor, hem de daha iyi bir gelecek vaat ediyordu. Sözde “sistem değişikliği”nin ardından bu bezemeler kayboldu, ama onların verdiği mesajların yerini başka bir şey almadı. İmgelerin ardındaki hiçbir şeyin gerçek olmadığını fark ettim; kötü bir şeyleri saklayan sahte imgelerdi bunlar. Yine de onlardan aldığım enerji bende gerçek bir etki yapıyordu. Bugün onlara tarihi çağrışımlarından bağımsız olarak baktığımda, hala parlak, olumlu bir enerji alıyorum. Öte yandan, birçok sembol yakın tarihte tüketildi ve yok oldu. Çoğu zaman bu imgeler, bugün de desteklediğimiz fikirlerle bağlantılı. Sömürülmüş ve istismar edilmiş semboller için rehabilitasyon programı başlatmamın sebeplerinden biri de buydu. Bu imgeleri dönüştürdüğümüzde veya kolaj yaratmak için birleştirdiğimizde, derinlemesine düşünebilmemiz için yararlı modeller oluşturabileceklerini düşünüyorum. Projemizin bir bölümü sosyalist ülkelerin armaları üzerine. Bunlar geleneksel hanedan armacılığı kurallarını takip etmiyor ve çoğu çelenk motifine dayalı. Onları sembol olarak kullanılan karmaşık amblemler olarak görebiliriz. Armalardan tüm yazılı kısımları çıkarıp kızıl yıldız, çekiç ve orak gibi açıkça anlam ifade eden ayrıntıları sildim. Daha sonra da farklı unsurları birer birer ayırdım ve yeni amblemler yarattım. Bu çalışmayı estetik bir oyun olarak görebilir ve biçimcilik olarak adlandırabiliriz. Ama bazen biçimcilikten yola çıkılarak, ütopik ya da siyasi resimler de yaratılabilir.
AP: Peki çalışmaların yapısı ve sergilenme biçimi nasıl?
TK: Çoğunlukla aynı konu hakkında olan, ama sanki bir topluluktaki farklı kişiler tarafından üretilmiş gibi, farklı araçları veya tarzları kullanan çizim, nesne, fotoğraf ve video gibi ufak parçaları birleştirerek karmaşık yerleştirmeler oluşturuyoruz. Parçaları bir arada tutan yapı güçlü görsel özelliklere sahip olmalı ve izleyiciye farklı kökler sunabilmeli ki yüzeysel birkaç detay alabilme ya da doğrudan içine dalabilme şansları olsun. Bir yandan kolay bulunur ve çalışması kolay, ucuz ve doğaya saygılı malzemeler kullanabilmek de önemli. Avangart sanat akımları, ilerici sergileme tasarımları yarattı. Biz de El Lissitzki, Klutsis ve Frederick Kiesler gibi sanatçılardan ilham alıyoruz. Onların daimi yeni arayışını takip etmiyoruz, ama fikirlerini bir nevi kullanım kılavuzu olarak kullanıyoruz. Bu bilgi birikimini halk geleneklerine yedirmeye, herkesin bireysel yaratımlarını ya da ortak ilgi alanlarındaki konularla ilgili çalışmalarını paylaşabildiği bir toplumca desteklenen bir düzen düşünmeye çalışıyoruz. Bu tip yapılar için başlangıç noktası, kağıt üzerindeki bilgiyi geçici olarak sergileyebildiğinden, basitliği ve kullanım kolaylığı açısından duyuru panosudur.