görsel | metin

Teresa Burga
1935’te Peru, Iquitos’ta doğdu / Peru, Lima’da yaşıyor

Adriano Pedrosa (AP): Altyapınız nedir?

Teresa Burga (TB): İki sene mimarlık okuduktan sonra Lima’daki Universidad Católica’da görsel sanatlar bölümüne girdim ve 1964’te mezun oldum. 1968’de Chicago’ya gittim ve Chicago Sanat Enstitüsü’nden 1972’de güzel sanatlar yüksek lisans derecemi aldım.

AP: Otoportre (Autorretrato) adlı çalışmanızı ne zaman yaptınız ve bu sanat yapıtının fikri ilk nasıl ortaya çıktı?

TB: Chicago’dan sonra Almanya’ya gittim ve daha sonra Peru’ya dönüp başkan Velasco’nun döneminde Kuzey Amerika Peru Kültür Enstitüsü’nde Otoportre’yi sergiledim. Amaç bir otoportre sunmaktı. Askeri hastanedeki doktor arkadaşlarımdan kan örneğimi almalarını ve kalbimin çalışmasını kaydetmek üzere kardiyogram çekmelerini istedim. Daha sonra fotoğraflarımı çektirdim. Hepsi bir günde, 9 Haziran 1972’de oldu. Günün sonunda, duvara dayandım ve vücudumun dış hatlarını kağıda çizdim, yüzümün ölçülerini aldım ve fotoğrafların üzerine yazdım. Çalışmayı sabaha karşı 5’te bitirdim.

AP: Çalışma farklı bölümlere ayrılıyor, nedir bunlar?

TB: Otoportre üç kategoriye ayrılıyor: “şekilsiz yüz yapısı”, “şekilsiz kalp yapısı” ve “şekilsiz kan yapısı”.

AP: Kalp ve kanla çalışıyor olmanıza rağmen, çok da romantik ya da öznel bir çalışma değil.

TB: Bu bana ve benliğime çok yakın bir fikir gibi geldi. Ama tamamen duygulardan uzak. Tamamen gayri şahsi. Beni yönlendiren hep bu oldu, öznellikten olabildiğince uzak durmak. Duchamp’ın fikirlerinden geliyor bu. Örneğin, hiçbir zaman renk seçmiyorum.

AP: Felix Gonzalez-Torres’in sizin çalışmanıza benzeyen “İsimsiz” (Kan Tahlili—Sürekli Düşüş) ve “İsimsiz” (T-Hücresi Sayımı) başlıklı iki çalışması var.

TB: Ölüyor muydu?

AP: Evet, onda AIDS vardı.

TB: Çok enteresan.

AP: Lima’da, öyle bir zamanda bir kadının böylesi bir portresini yapmanın anlamı neydi?

TB: Sorun o değildi. Esas sorun sanatçıların askeri hükümet yüzünden “Peru sanatı” yapıyor olmasıydı: Figüratif şeyler, küçük oyuncak bebekler.

AP: Çok tutucu. O zaman Lima’da hiç kavramsal sanat yok muydu?

TB: Hayır. Kavramsal sanatçılar sürgündeydi.

AP: Otoportre’de kağıda çizilen profil kavramı, 1981’de yayımlanan bir kitap olan son çalışmanız Perulu Kadının Profili’nde (Perfil de la mujer peruana) tekrar karşımıza çıkıyor.

TB: Evet. O çalışmada Universidad del Pacífico ile araştırma konusunda işbirliği yaptık.

AP: İlk bölümde çeşitli kısımlar var: Duygusal, toplumsal, eğitsel, kültürel, dilbilimsel, dinsel, emek ve iş hayatıyla ilgili, ekonomik, siyasi, hukuki ve psikolojik profil. Kitabın kapağında bir rahim görülüyor ve bu da doğurganlık ve cinsellik ile bir bağlantı kuruyor. Feminist dava bu çalışmanın ilgi alanlarından biri miydi?

TB: İlgilendiğiniz şeylerin sizi nereye götüreceğini hiç bilemezsiniz.

AP: Hangi noktada ve neden sanatçı olarak çalışmayı bıraktınız?

TB: 1981’e kadar çalıştım. İnanması güç, ama askeri hükümetin ardından 1980’de başkan Belaúnde başa geldikten sonra bıraktım. Bana her şey çok önemsiz geldi.