görsel | metin

Yıldız Moran Arun
1932’de Türkiye, İstanbul’da doğdu / 1995’de Türkiye, İstanbul’da öldü

Adriano Pedrosa (AP): Yıldız Moran Arun’un fotoğraf kariyeri 1950 ile 1962 yılları arasında, sadece 12 yıl sürdü, ama bu süre içinde sanatçı canlı ve içten bir yapıtlar bütünü yarattı. 1932’de doğan sanatçı, Türkiye’nin bu alanda resmi eğitim gören ilk kadın fotoğrafçısıydı.

Jens Hoffmann (JH): Sanatçının çalışmalarında en çok dikkatimi çeken şey dolambaçsız güzellikleri ve acımasızlıkları. Gördüklerini süzgeçten geçirmeden fotoğraflamış. Çoğu fotoğrafı Anadolu’da çekilmiş. Gittiği çoğu yer, o zamanlar bilinmeyen ve ulaşılamayan yerlerdi. Sağlam bir dünya görüşü olan cesur bir kadındı.

AP: O zamanlar bir kadının fotoğrafçılık yapması uç bir durum olsa da kariyerine tüm kalbiyle bağlandı. İngiltere’de fotoğraf eğitimi aldıktan sonra İtalya, İspanya, Avusturya, Fransa, Monako ve Yunanistan’a fotoğraf çekmek için gitti. İlk kişisel sergisini 21 yaşındayken İngiltere’de açtı ve ilk günden tüm yapıtlarını sattı. Türkiye’de aldığı tepkiyse farklıydı. Türkiye’deki ilk sergisini 23 yaşındayken açtı, ama iki yıl boyunca hiçbir yapıtı satılmadı. Kendi fotoğraf stüdyosunu açarak bir yandan o dönemin sanatçılarının portrelerini çekerken bir yandan da kişisel sanatına devam etti. Stüdyosunda fotoğraflarını sergilemeyi sürdürdü, 1950’lerde İstanbul ve Ankara’da sergiler açtı, ama zaman içinde fotoğrafçılığı bıraktı ve neredeyse tamamen unutuldu. 30 yaşındayken şair Özdemir Asaf ile evlendi, anne oldu ve fotoğraf sanatına bir daha hiç geri dönmedi. 1982’de, ölümünden on üç yıl önce İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Fotoğraf Enstitüsü’ne onur üyesi seçildi.

JH: Bir keresinde, “şairane olan her şey fotoğraf konusudur” demişti. Fotoğrafları, gerçek insan ve mekan imgeleriydi. Sokakta sattığı sepet kulelerinin yanında kahvesini yudumlayan adam. Sırtına binecek birini bekleyen, üstüne halı örtülmüş deve. Harabelerin arasından geçen bir nehrin kenarında duran iki kadın. Çölde oynayan iki keçi. Onun fotoğrafları çoğu zaman Anadolu’daki gündelik yaşamdan kasvetli sahneler gösterir, ama bir yandan da duygusal ve derinden etkileyicidirler.

AP: Evet, evrensel olanı bir anın içinde yakalamakla ilgileniyordu. şipşak fotoğrafın özelliklerini taşımalarına rağmen, bu çalışmalar dinamik ve kışkırtıcı. Bu fotoğraflar, herkes tarafından bilinmeyen ve onun içten gözlemiyle tanıdık hale gelen bir toplumun portresini çiziyor.

JH: Bu sergide yer alan fotoğraflar uzun yıllardır gün yüzüne çıkmamış fotoğraflar. Yıldız Moran Arun’un anısına bu fotoğrafların tekrar hayat bulmasına olanak sağlayabilmemizin özel bir durum olduğuna inanıyorum.